UYKU APNE SENDROMU -ÖZEL SANİ KONUKOĞLU HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DR. DEMET ÇETİN: -‘’TEDAVİ EDİLMEYEN UYKU APNE SENDROMU SAĞLIĞI TEHDİT EDER, YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜR’’

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Uyku Laboratuvarı Sorumlusu Dr. Demet Çetin, tedavi edilmeyen uyku apne sendromunun sağlığı tehdit edeceğini ve yaşam kalitesini düşüreceğini söyledi.
Dr. Çetin, uykuyu, organizmanın çevreyle iletişiminin, çeşitli uyaranlarla geri döndürülebilir biçimde, geçici, kısmi ve periyodik olarak kesilmesi olarak tanımladı.
Uykunun, zihinsel ve fiziksel sağlığın her gün yenilenmesi için çok önemli olduğunu ve yaşamın üçte birini kapsadığını belirten Dr. Çetin, şöyle devam etti:
‘’Uyku beynin birçok kısmı tarafından kontrol edilen, çeşitli evrelerden oluşan aktif bir süreçtir. Bu evreler gece boyunca tekrar eder ve her evrenin farklı fonksiyonları vardır. Uyku; uykuya dalış, hafif, derin ve rüya uykusu evrelerinden oluşur. Normal uyku süresi yaşa, çalışma tarzımıza ve harcadığımız enerjiye bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bir bebek için 18 saat uyku süresi normal kabul edilirken, 10–12 yaşlarında bunun yarısının altına düşer. Yetişkinler için ortalama, 7–8, yaşlılar içinse 6 saatlik uyku yeterli olacaktır.’’
UYKU MERKEZİNDE TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR
Uyku merkezinde ‘’Uykusuzluk’’, ‘’Aşırı uyku hali’’, ‘’Uykuda solunum bozuklukları’’, ‘’Periyodik bacak hareketleri’’, ‘’Parasomni’’, ‘’Uykuda solunum durması hastalığı’’nın uyku merkezinde tedavi edildiğini kaydeden Dr. Çetin, risk faktörlerini şöyle sıraladı:
‘’Erkeklerin anatomik yapıları, tıkanmaların oluşmasına daha yatkındır. İleri yaşta üst solunum yollarının kas tonusu azalır, dolayısıyla daha sık görülür. Aşırı kilolu insanlarda tıkanma daha fazla meydana gelmektedir. Erkeklerde boyun çevresinin 43 santimden, kadınlarda 38 santimden kalın olması, uyku apne sendromu için risk teşkil eder. Sigaranın neden olduğu tahrişin, horlama ve apne ağırlığını artırdığı düşünülmektedir. Yatmadan önceki saatlerde alınan alkolün uykuda apnelerin daha sık ve uzun süreli olarak ortaya çıkmasına neden olduğu bilinmektedir. Uyku ilaçları ve kas gevşetici gibi ilaçlar, üst solunum yolu kaslarında gevşemeye yol açıp havayolu tıkanmasına neden olabilirler. Ailesinde uyku apne sendromu olan kişilerde, hastalık gelişme riskinin daha fazla olduğu belirtilmektedir.’’
UYKUDA NEFES DURMASININ NEDENİ
Normal kişilerde uyku sırasında, üst solunum yolunu açık tutan ve kapatan kaslarda gevşeme olacağını anımsatan Dr. Çetin, uyku apne sendromlu hastalarda, uykuya bağlı bu kas gevşemesinin çok fazla olacağını ve nefes almanın güçleşeceğini bildirdi.
‘’Aşırı kilo, anormal boğaz, burun, ağız ve çene yapısı solunum yolunu daha dar hale getirir’’ diyen Dr. Çetin, uyku sırasındaki gevşemenin de etkisiyle solunum yolunun kapanacağını ve uykuda kısa süreli solunum durması (apne) meydana geleceğini ifade etti.
Dr. Çetin, aşırı horlaması olan, aşırı kilolu, orta yaşlı erkeklerde uyku apne sendromunun gelişme riskinin daha fazla olduğunu anlattı.
UYKU APNE SENDROMU BELİRTİLERİ
Dr. Çetin, uyku apne sendromu belirtilerine de değinerek, şöyle devam etti:
‘’Gürültülü horlama, uykuda solunum durması ve gündüz aşırı uyku hali. Kalitesiz bir uyku ertesi gün yorgunluk ve uykululuğa sebep olmaktadır. Gündüz aşırı uykululuk halinde her ortamda uyuyakalma görülebilir. Zaman zaman direksiyon başında da uyuyan hastaların, normal insanlara göre 2–7 kat daha fazla trafik kazası yaptığı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
Konsantre olmada güçlük, unutkanlık, sinirlilik, depresyon, cinsel istekte azalma. Erkeklerde impotans (iktidarsızlık), kadınlarda adet düzensizlikleri. Uyanınca baş ağrısı ya da ağız kuruluğu. Boyun ve başlarda terleme. Gece sık idrara çıkma ya da yatağı ıslatma.
Bu tür belirtiler, birden başlayabileceği gibi sıklıkla yavaş yavaş gelişmektedir. Yavaş başladığında hasta tarafından fark edilemeyebilmektedir. Ancak aile bireyleri ve iş arkadaşları, gündüz aşırı uyku halini ve/veya kişilik ve davranış değişikliklerini fark edebilirler.’’
TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR
Tedavi edilmeyen uyku apne sendromu sonuçlarının sağlığı tehdit edeceğini vurgulayan Dr. Çetin, gündüz aşırı uyku hali, uykuda boğulma hissi, sabah baş ağrısı, bulantı, cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, gece sık idrara kalkma, hipertansiyon, kalpte ritm düzensizlikleri, kalp krizi, inme, depresyon, hafıza zayıflaması, işitme azalması ve gastroözefageal reflünün, en iyi bilinen sonuçlar olduğuna dikkati çekti.
TANI YÖNTEMİ
‘’Polisomnografi (uyku testi), bu hastalığın tanısında altın standarttır. Uyku testi, farklı uyku evrelerini tanımamıza yarayan ve uyku bozuklukları tanısı için gerekli bilgilerin toplandığı bir tetkiktir. Bir gece hastalar yatırılarak tetkik edilir’’ diyen Dr. Çetin, şunları kaydetti:
‘’Uyku testi süresince vücutta devam eden aktiviteler (beyin dalgaları, kas hareketleri, göz hareketleri, ağız ve burundan solunum, horlama, kalp hızı ve bacak hareketleri) elektrot denilen, cilde yapıştırılan küçük metal diskler ile kaydedilir. Göğüs duvarına ve karnın etrafına takılan kemerler solunum çabası hakkında bilgi verir. Kandaki oksijen düzeyi parmağa takılacak bir alıcı ile sürekli ölçülecek, bir video kamera aracılığı ile uyku süresince görüntü kaydedilecektir. Bu cihazların hiçbiri ağrı verici değildir. Tüm gece boyunca yapılan test sonucu ertesi gün uzman hekimce değerlendirilir. Uykuda solunumun kaç kez durduğu, süresi ve anormal diğer bulgular saptanır. Buna göre hastalığın derecesi belirlenir ve tedavi planlanır.’’
TEDAVİ
Dr. Çetin, kilo verme, alkol ve uyku ilaçlarından kaçınma, sigarayı bırakma, sırtüstü yatmaktan kaçınma ve burun tıkanıklıklarına yol açan sorunların giderilmesinin, tedavi açısından önem taşıdığını söyledi.
Bunların yanı sıra, devamlı pozitif havayolu basıncı, ağız içi cihazlar, cerrahi tedavi ve ilaç tedavisinin de tedavi seçenekleri arasında bulunduğunu belirten Dr. Çetin, nasıl iyi uyunacağını şöyle sıraladı:
‘’Çalışma günleri ve tatil günleri aynı zamanda uyanmaya dikkat edin. Uykulu değilseniz ve yaklaşık 20 dakikada uyuyamadıysanız yatak odasından çıkın ve başka bir yerde sakin bir aktivite yapın. Yatak odası dışında bir yerde uyuyakalmamaya dikkat edin. Yatağa sadece kendinizi uykulu hissettiğinizde dönün. Gün içinde küçük kestirmeler yapmayın. Eğer yaparsanız her gün aynı saatte yapın ve bir saatten uzun süreli olmamasına dikkat edin.
Uyku öncesi gevşemeye çalışın (ılık bir banyo, kitap okumak, vb). Düzenli egzersiz yapın. Yorucu egzersizleri yatmadan en az 6 saat önce, tercihen sabah erken saatlerde yapın. Hayatınız düzenli olsun (yemek saatleriniz, ilaçlarınızı alışınız vb). Yatmadan önce ağır yemeklerden kaçının. Kafeinli içecekleri yatmadan önceki 6 saat içerisinde almamaya özen gösterin. Uykulu olduğunuzda alkol almayın. Yorgunlukla birlikte az miktarda alkolün bile etkisi fazla olabilir. Uyku ilaçlarını doktor tavsiyesiyle alın. Uyku ilacı ve diğer ilaçları kullanırken alkol almamaya özen gösterin.’’
Güncelleme Tarihi: 3/9/2009 1
|